Göbek Yapan Diyafram Nefesi
Diyafram nefesi al!
Son yılların gözde emir cümlesi…
Ülkemizde nefes farkındalığının başlaması son on yılın
gelişmesi… Yanlış nefes alıp verdiğini fark edenlerin karnını şişirerek nefes
alıp vermeye başlaması onların hayatında çok şeyi değiştirdi.
Deneyimlemeyenlere de tavsiye edilir. Ama biraz deşelim bu konuyu . Diyafram nefesi alıyorum diye göbek
yapan, midesi taşan, aşırı duygusallaşan ve durmadan “hocam
diyafram nefesi almaya başladıktan sonra göbek yaptım, niye ki” diyenlere de cevap olsun.
Solunum sırasında karın bölgesi kaslarının eyleme
katılması gerekiyor. Sadece üst beden bölgesiyle nefes alanlar, benim tabirimle
büst olarak yaşayanlar, gergin, stresli, kaygılı, uykusuz, aceleci, hesapçı,
depresyonlu, aşırı savunmacı, tutucu, kavgacı, sabit fikirli ve telaşlıdır.
Saydığım bu özellikler, üst beyinde özellikle sol lobun işlevlerini anlatır.
Sol beyin diye tanımlanan, sempatik sinir sistemi ile yönetilen
eylemlerdir hepsi. Biz nefesçiler ona ERİLyanımız
deriz. Adlandırma, Matematiksel işlemler, Dili kullanma, İnceleme, Parçayı
görme, Sistemli analiz etme, Disiplin, Sınıflandırma, Mantık yürütme, Sıralama,
Problemleri parçalayarak çözme, Savunma, Kavga, yani kendini benlik ve birey
olarak algılama ve koruma sol beynin işidir. EGO diyerek kısaca tanımladığımız bütünden
ayrı ve özgün varlık olma halimizin baş şefidir sol beyin.
Sağ beyin ise,
bilgiyi bir bütün olarak ve görsel olarak değerlendirir. Tasvir ve semboller
kullanır; resimlere şekillere ve renklere duyarlıdır. Müziğe, vücut diline,
dokunmaya tepki verir. Nesnelerle soyut değil, duygusal olarak ilişki
kurar. Sezgicidir, önsezileri ve hisleri takip eder. Uzaysal ilişkiler
kurar ve kullanır, çok boyutludur. Duygusal ve üreticidir. Görerek ve
duyarak öğrenir. Hayaller, şiir onun işidir. Vücudun sol bölümündeki duyusal
organları ve vücut hareketlerini kontrol eder. Biz ona DİŞİL yanımız
deriz.
Beyin ve vücut ilişkileri çapraz yürür. Beyin korteksinden
hareketlerimizle alakalı motor lifler üst boyun bölgesinde çapraz yaptığı için,
sağ beyin vücudun sol tarafını, sol beyin ise vücudun sağ tarafını idare eder.
Sol beyin eril, sağ dişildir. Sağ beyin sevgiye göre karar verir. Sağ beyin
niyete, sol beyin sürece bakar. Sol beyin gerçekleri, sağ beyin duyguları
analiz eder.
Vücuttaki sinir sistemi motor ve otonom olarak ikiye
ayrılır, otonom da sempatik ve parasempatik diye ikiye ayrılır. Sempatik
sistem, üst beyinden çıkan sinirleri tüm omurlara çift taraflı uğrayarak
organlara bağlar. Yani bedenin sağ ve sol yanı ayrı hatlarla beyine bağlıdır.
Parasempatik sistem ise beyinden çıkan ana bir hatla (vagus siniri) önce
sindirim bölgesi girişine bağlanır. Aynı hat üzerinden sağ-sol ayırımı yapmadan
tüm organlara bağlanır.
Üst beyin bedeni sağ-sol yan olarak ikiye ayırırken, son
yılların şok bilgisi ile bağırsaklarda ikinci bir beyine sahip olduğumuzu
öğrendik. Haydiii vücudu bir de enine ikiye böldük mü? Evet böldük…
Kısacası sağ lob-sol lob olarak boyuna, üst korteks
beyin-alt bağırsak beyin olarak enine bölünen bir bedenimiz var. Parasempatik
sinirin neden karın bölgesine direk bağlandığı da anlaşıldı böylece…
Bağırsaklardaki ikinci beynin, bedenin alt bölgesini yönettiği, bir çok ruhsal
ve fiziksel hastalığın bağırsaklardaki sorunlara dayandığı, üst beyine düzenli
bilgi gönderdiği ortaya çıkınca tıp dünyasında işler sarpa sardı. Şizofren,
Otizm, Bipolar, Çölyak, MS, Anksiyete gibi önemli hastalıkların ikinci beyin
hastalığı olması, diyaframın ve vagus sinirinin önemini de değiştirdi.
Bu kadar uzun anlatımın özeti nedir?
Bir elmayı dörde böldüğünüzü düşünün. Dört ayrı çeyrek
olur. Sonra da bu çeyrekleri elmayı bütünleştirecek şekilde yanyana getirin.
İşte vücudumuzda olan şey budur. Dört ayrı yana çeken bu bedenin dengesini
sağla sağlayabilirsen
Son on yılın bu bilgilerine ulaşana kadar aldığımız nefes
ile yaşayıp giderken diyafram nefesi farkındalığı çıkageldi. Diyafram
denilen bir organımız varmış, nefes alırken onu şişirmeliymişiz dendi
birdenbire. Ve bedenimizdeki her şey karıştı ve değişti. Öncelikle yanlış
bilginin ilkini düzeltelim, diyafram bir organ değildir. Bedeni akciğer
altından başlayarak ikiye ayıran bir kastır diyafram.
Ve başladık nefes alırken karnımızı şişirmeye.
Diyafram nefesi almaya başladık ama üst beden büst beden
derken, bu sefer de alt beden olduk kaldık. Duygusal, dürtüsel, sezgisel,
sevgisel takılmalar başladı hayatımızda. Çünkü diyafram nefesi diye karnımızı
şişirirken, tıpkı sol beyini fazla enerjilendiren, iner-çıkar düz hareketli
nefes gibi, karnımızı da sağ beyini fazla enerjilendiren şişer-iner bir düz
hareketle çalıştırdık.
Dikkat! Karında
sadece ileriye doğru şişerek alınan nefes diyafram nefesi değildir.
Doğru diyafram nefesi, içten dışarıya doğru her yöne
ilerleyerek bedeni bir küre gibi şişiren nefestir. Tıpkı bir sürü teknik
sistemde kullanılan diyaframın şekli gibi olmalıdır bu nefes. Nefes alırken
karın bölgesi sadece düz ileriye doğru değil, sağ yan ve sol yana ayrılarak
şişer. Bu sırada arka bölge ve kuyruk sokumu bölgesi de genişler. Bedenin
yaptığı bu hareket göbek bölgesini büyütmez, aksine kasları ideal duruma
getirerek fit görünmesini ve ideal bir karın şekli oluşmasını sağlar. Hocam
niye göbek yaptım diyenlerin dikkatine.
Diyafram bölgesi dediğimiz alanda; solar bölge, üreme
bölgesi ve kök bölgesi vardır. Bu bölgenin merkezi de üreme bölgesidir.
Nefescilerin tabiriyle bu bölgede sakral çakra merkezdir ve nefes o bölgeden
başlayarak alınmalıdır. Mide ya da göbek dediğimiz alanı dışarıya doğru düz
iterek, şişirerek nefes alıp vermek sadece göbek yapmaz, ayrıca bedeninizi
duyguların, dürtülerin, bilinçaltının kontrolüne geçirir. Bu da ayrı dert…
Ne Yapmalıyız?
Üst beden üst beynin kontrolünde, alt beden bağırsak
beynin kontrolünde, sağ yan sol beynin kontrolünde, sol yan sağ beynin
kontrolünde ise hangi nefesi almalıyız ki, tüm beyinlerimiz eşit yetkiyle
yaşamımıza katılsın?
Egoist-kavgacı-gerilimli olmayayım, duygu ve dürtülerimin
esiri de olmayayım, sağ yanım sol yanımı ezmesin diyorsanız eşit ve adaletli
bir nefes almalısınız. Doğru nefesi tüm bedende sağlamak, bedenin her bir
çeyreğinin eşit hareket ve güçle katıldığı bir nefes alabilmekle olur. Böyle
bir nefesin merkezi de kalp bölgesidir. Ultra yeni bilgi ise, kalbin taşıdığı
nöronlar ile üçüncü beynimiz olduğudur. Ve kalp; tüm bedenle dört ayrı yolla
iletişim kurar. Kısacası dört ayrı çeyreğimizi birleştiren ve dengeye koyan
merkez, kalbin yarattığı ve özü sevgi olan yüksek manyetik alandır. (Bknz: Nefesin Kalple Senkronizasyonu)
E artık bu bilgiyi de başka bir makaleye bırakalım di mi.
Nesrin Dabağlar
Nefes Eğitimcisi ve Terapisti