Uzun Süre Oturmanın Zararları
Yapılan araştırmalara göre bölgesel kas ve boyun ağrıları en sık görülen ve tedavi edilmediğinde kronikleşip yaşam kalitesini bozan hastalıklar arasında yer alıyor. Bu ağrıların en çok 30-49 yaş arası kadınlarda görüldüğü söyleniyor. 
Birçok kişi çalışırken omuzlar düşük, baş öne uzatılmış ve sırt kamburlaştırılmış pozisyonda bilgisayar kullanıyor. Özellikle bilgisayar kullanicilarinin gün boyu oturmaları nedeniyle, bunun zamanla kemikleri zayiflattigi, damarlari daralttigi ve kaslarin seklinin bozulmasina yol açtigi kaydedildi.  Bu sekilde çalisanlardan her 10 kisiden 7-9’unda bel, her yüz kisiden 30-60’inda boyun agrisi sikayetleri görüldügünü ifade ediliyor.   Bu da boyun, omuz arkası ve kürek kemiği çevresindeki kaslarda ağrılı, sert ve hassas noktalar gelişmesine neden oluyor. Büro çalisanlarinin sürekli oturmalarinin, özellikle kemiklerin zayiflamasi, kan damarlarinin daralmasi ve kaslarin seklinin bozulmasi gibi saglik sorunlarina yol açabilecegine dikkat çekiliyor. 
Uzun süre sabit pozisyonda, sırtı desteklemeden, gövdeden öne eğilerek ve başı gövdeden öne uzatarak gelişen Yuvarlak sırt duruşuna çalışma ortamında çok sık rastlanılıyor. Duruş bozukluğu ve hareketsiz kalmaya bağlı göğüs, boyun ve kürek kemiği kaslarının esneklik kaybı, boyun ve sırt arkası kaslarının zayıflığı bu duruşa yol açar. Daha dik durmaya çalışarak bu duruşu engelleyebiliriz.
Uzun süreli hareketsiz kalmanın solunum ve dolaşım sistemi yetersizliğine ve fiziksel kondisyon kaybına neden olduğunu belirtiliyor. Bununla birlikte hareketsiz kalmak bel ağrılarının en sık görülme nedenidir. Aynı zamanda bel ağrısı kişinin günlük aktivitesini bozar ve tedavi edilmediğinde kronikleşebilir.
Uzmanlar ideal oturma biçiminin bilinmesini ve saatte bir 5-10 dakika yürünmesini öneriyorlar. Ve tabi ki Pilates ve Yoga da yapmaları fayda sağlayacaktır.

İyi Karbonhidratların Önemi


Düzenli Yürüyüş


* Metabolizmayı hızlandırır
* Kalp kası ve diğer kasları kuvvetlendirir, daha etkin çalışmasını sağlar
* Koroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu rol oynar
* Kilo kontrolünü sağlar
* Dolaşımı düzenler, kalp, damar, beynin damarsal hastalıklar riskini azaltır
* Kan basıncını düzenler
* Sindirimi kolaylaştırır
* Solunum kapasitesini arttırır
* Şeker, yüksek tansiyon gibi birçok hastalık için koruyucu ve tedavi edici rol oynar
* Vücuda sağlık ve zindelik kazandırır
* Kan yağlarının düzenlenmesini sağlar. İyi huylu kolesterolü (HDL) yükseltirken kötü huylu kolesterolü (LDL) azaltır
* Kemiklerin kuvvetlenmesini sağlar, osteoporozu engeller
* Eklem ve kas esnekliğini arttırır
* Bel boyun ağrılarının hafifletir
* Sindirime yardımcı olur
* Salgılanan hormonlar sonucu psikolojik olarak iyi hissetmemizi sağlar
* Bağışıklık sistemini güçlendirir
* Yaşlanma süresini geciktirir
* Düşünsel yeteneklerin gelişmesine katkı sağlar
* Özellikle yaşlılarda fiziksel fonksiyonların iyileşmesinde katkıda bulunarak günlük yaşantılarında daha kolay sürdürebilmelerine yardımcı olur.


Prevention Magazine
Bel Fıtığı ve Pilates
Bel fıtığı, bel ağrılarının en yaygın sebeplerindendir. İnsanların %60-%80'e yakını hayatlarının bir döneminde bel ağrılarından şikayet ederler. Bu ağrıların büyük bir çoğunluğuna fıtık sebep olur. Bel fıtığı çoğunlukla ağrılı bir rahatsızlık olsa da, bir çok insan operasyona gerek kalmadan, fizik tedavi ve benzeri yöntemlerle kendini daha iyi hisseder.
Omurga birbiri üzerinde duran 24 omurdan oluşur. Bu omurlar birbirine bağlanarak, bir kanal oluşturur ve omuriliği korur.

Bel, 5 omurdan oluşur. Omurganın diğer bölümlerini şunlardır : 
- Omurilik ve diğer sinirler; Elektrik kabloları gibi omurga kanalından geçerek, beyinden gelen mesajları kaslara iletirler, 
- Omurlar arası diskler (intervertebral disk); omurların arasında bulunan düz, yuvarlak, esnek disklerdir. Omurlara binen baskıyı absorbe ederler. Bu diskin sert, esnek dış halkasına annulus fibrosus, yumuşak jöle benzeri merkezine de nucleus pulposus denir.
Diskin jölemsi kısmı, dış çeperine, aşınma, yıpranma ya da ani yaralanma gibi sebeplerle, baskı yapmasıyla fıtık oluşmaya başlar. Nucleus, çeperinin dışına çıkmaya başladığında beldeki ağrı artar, yakınından geçen sinirler üzerinde baskı oluşmasıyla da tek ya da her iki bacakta da ağrı, uyuşma ya da güçsüzlük oluşur.
Fıtık oluşmasında risk oluşturan faktörlerden birkaçı:
- Yaş ilerledikçe jölemsi yapının su bileşeni azalır, diskler küçülmeye, omurlar arası boşluklar azalmaya başlar. Zamanla oluşan bu doğal yaşlanmaya disk dejenerasyonu denir.
- 30-50 arasındaki erkeklerin fıtık olma olasılığı fazladır.
- Kontrolsüz ağırlık kaldırmak yani ağır objeleri kaldırırken bacak kasları yerine bel kaslarını kullanmak,
- Fazla kilo, diskler üzerindeki baskıyı arttırır
- Fiziksel dayanıklılık gerektiren işlerde çalışan insanlarda risk daha yüksektir. Doğru hareket etme tekniklerini bilmek bu riski azaltır.
- Uzun saatler boyunca oturarak çalışmak da aynı şekilde fıtık olma riskini arttırır.

Düzenli egzersiz yapmak, özellikle pilates gibi vücut kontrolünün ön planda olduğu, egzersiz yapmaktan önce vücut farkındalığının sağlandığı ve hareket mekaniğinin, doğru hareket etmenin öğretildiği çalışma prensipleri, fıtık da dahil olmak üzere bir çok fiziksel rahatsızlığı engellemek ve iyileştirmekte büyük rol oynar.


Altı Pilates
PİLATESTE HANGİ NEFES TEKNİĞİ KULLANILIR ?

Nefes almak doğal bir dürtüdür. Vücut, nefesi rahatlamak ya da metabolizmayı hızlandırmak için kullanır. 

*Pilates egzersizlerinde yatay nefes alma tekniği kullanır, bu teknik karın kaslarımızı harekete geçirmemizi ve kaburgaları dışarıya doğru genişleterek göğüs kafesimizin yanlarına doğru nefes almamızı gerektirir. Nefes burundan göğüs kafesine alınır. Nefes alırken gögüs kafesinizin yanlara ve arkaya doğru açılmasını, verirken ise açılan göğüs kafesinizin içeriye doğru kapandığını hissedersiniz.. Bu nefes alma tekniği karın kaslarının güçlendirilmesine yardım eder.


*Nefes vermek, lumbar stabilizasyonda hayati önem taşıyan transverse abdominus (iç karın kasları) ve oblikler gibi derin karın kaslarını birbirine geçirir. Bu da derin kaslarını efektif çalıştırarak egzersizdeki performansınızı arttırır.


Pilates Point Studio
 
Pilateste SHOULDER BRIDGE (Omuz Köprüsü) neden yapıyoruz ?
* Bu egzersiz gluteus kasını (kalça kası) çalıştırmasının yanında hamstring kasını da (üst arka bacak kası) etkili bir şekilde çalıştırır.

* Ayrıca omurganın esnetilmesi için de çok faydalıdır. Omurgamızdaki tüm omurları tek tek hareket ettiren çok önemli bir çalışmadır. Omurgamızın üzerinde birçok sinir kökü bulunur. Bu sinirler beynimizle iletişime geçer ve yaşamsal aktivitelerimizi düzenler.

* Bu çalışma omurlar arası bağlantıyı çalıştırır, omurgayı hareketlendirir ve pelvisin çalışmasını sağlar.


Pilates Point Studio
Squat Yapmak için 9 Neden


Pilates ve Doğru Nefes
Pilates tekniğini bulan Joseph Pilates Kontroloji ile Hayata Dönüş adlı kitabında hayata nefes alınarak başlandığını ve gene hayatın nefes verilerek son bulduğunu, bu nedenle doğru nefes tekniklerini öğrenmenin büyük önem taşıdını belirterek, nefesi de pilates egzersizlerinin temel prensiplerinden biri haline getirmiştir.
Pilates egzersizlerinde her hareket doğru nefes tekniği ile gerçekleştirilmelidir. Pilatesten alınacak faydaların maksimum seviyeye çıkarılması için hareketin doğru nefes alışverişi ile beraber gerçekleşmesi zorunludur.
Genel olarak Pilates egzersizlerinde harekete hazırlanırken nefes alınır ve hareket esnasında nefes dışarıya verilir. Harekete başlandığında nefes verilmeye başlanır; ve nefes ile hareket yönlendirilir. Hareketin zorluk seviyesine göre nefes veriş azaltılıp çoğaltılır. Doğru nefes alıp verme tekniklerine uymak solunum sistemini doğru çalıştırır ve vücuttan biriken kirli havanın atılarak kanın temizlenmesini sağlar, vücuttaki tüm hücrelere, sınır sistemine ve beyne olumlu etki yapar.
Yüzeysel nefes tekniklerinde en basit şekilde akciğerlerinizin sadece üst kısmını doldurarak ve omuz ve göğsünüzün hafif yukarı kalkması ile burun ya da ağızdan nefes alınıp verilir. Derin nefes tekniklerinde burundan tüm akciğerleri dolduracak ve göğüs kafesini genişletecek kadar uzun bir nefes alarak, ağızdan nefes verilir. Pilateste kullanılan teknik ise lateral ya da kaburgalararası nefes tekniğidir. Bu teknikte nefes alıp verme diyaframdan başlayıp göğüs kafesini ve sırtı nefesle doldurarak derin nefes alınır ve tüm nefes tamamıyla dışarı üflenir. Bu esnada karın kasları tamamen aşağı çekilir ve yana doğru genişler.
Pilates esnasında doğru yapabilmek adına sürekli hareket ve nefes koordinasyonuna konsantre olmak da egzersizin vücut-zihin bütünlüğü yönünü vurgulayan bir başka noktadır.

http://www.fitgunler.com/
Sımsıkı Bir Kalça için Yapman Gereken 5 Hareket
Kalça kasları birkaç parçadan oluşan büyük bir kas grubudur. kalçanı sıkı ve dik bir hale getirmek için etkili bir şekilde çalıştırman gerekir. 
Umay Villa’nın hazırladığı bu pilates egzersizleriyle, sımsıkı bir kalçaya kavuşabilirsin. Kalça kaslarını etkili biçimde çalıştırmak için egzersizleri doğru şekilde yapmalısın. Çünkü çoğu egzersizde, kalçayı çalıştıracağım derken üst bacaklara haddinden fazla yüklenebilirsin.
Umay Villa’nın hazırladığı bu egzersiz programı tam anlamıyla kalça kaslarına odaklanıyor; pratik ve etkili yollarla onları çalıştırıyor. Villa, “Bu hareketlerle gluteus medius, gluteus maximus, vastus lateralis ve biceps femoris kasları etkili bir şekilde çalışıyor” diyor.
Bu egzersizleri haftada en az üç gün uygula. Hepsini tamamladıktan sonra bir set daha yap. İlerledikçe set sayılarını arttırabilirsin.

Single Leg Hip Raise

Yere sırtüstü uzan. Karnını içeri ve yukarı doğru çek (a). Nefes al, verirken başını yerden kaldırmadan vücudunu tavana doğru kaldır (b). Sağ bacağını düz bir şekilde havaya doğru düz uzat. Vücudunu yere yaklaştırma (c). Tekrar nefes al, sağ bacağını düz bir şekilde başına doğru getir ve başlangıç pozisyonuna dön. Hareketi her iki bacağınla 20 defa tekrarla.

Hip Lift

Yere yüzüstü uzan. Bacaklarını kalça genişliğinde aç (a). Karnını içeri ve yukarı doğru çek. Nefes al, nefes verirken bacaklarını pozisyonunu bozmadan yukarıya kaldır (b). Tekrar nefes al, verirken bacaklarını biraz daha zorlanacağın seviyeye kaldır. Kalçanı sıkarak 10’a kadar say (c). İlk pozisyonuna dön ve rahatla. Hareketi 20 defa tekrarla.


Spine Curl Knees Touch
Yere sırtüstü uzan. Ayak tabanlarını yere bas, bacaklarını kalça genişliğinde açık tut. Karnını içeri çek (a). Nefes al, verirken başını yerden kaldırmadan kalçanı omuz hizana getir ve bu şekilde dur (b). Tekrar nefes al, nefes verirken vücudunu yere doğru yaklaştırmadan ve ayaklarının pozisyonunu bozmadan diz kapaklarını birleştir. 10 saniye kalçanı sıkarak bekle ve diz kapaklarını tekrar aç. Hareketi 20 defa tekrarla ve ilk pozisyonuna dön.

X-Legs Lift

Yere yüzüstü uzan. Bacaklarını kalça genişliğinden biraz daha açık tut (a). Ayak bileklerini birbirine dola. Karnını içeri ve yukarıya doğru çekerek yerle temasını azalt (b). Nefes al, verirken karnını ve başını yerden kaldırmadan ayaklarını yukarıya doğru kaldırıp indir (c). Hareketi yaparken kalçanı sıkmayı unutma. 20 defa tekrarla.

Mountain Climber
Dört ayak üzerinde dur, başın yere baksın. Kolların omuz, bacakların kalça genişliğinde açık olmalı. Karnını içeri ve yukarıya doğru çek, derin bir nefes al (a). Nefes verirken kollarının pozisyonunu bozmadan sağ bacağını göğsüne doğru çek (b). Tekrar geriye götür. Hareketi her iki bacağınla 20 defa tekrarla. Hareket boyunca öne ve arkaya kaymamaya çalış.

http://www.womenshealth.com.tr/
Anlatılmaz, Yaşanır... Plank...
Egzersiz programınızda mutlaka yer alması gereken bir program. 
Plank, Core (karın) bölgenizi güçlendirip sıkılaştırır, üst ve alt vücudu kuvvetlendirir, esneklik ve dengenizi artırır.
Aşağıdaki 5 dakikalık plank egzersiz programını denemenizi öneririm :)


Egzersiz Sonrası Ağrılardan Nasıl Kurtulursunuz?
İster koşu, ister ağırlık antrenmanı, ister yoga olsun, her türlü egzersizi yaptığımız zaman zorlanan kaslarımız yıpranır. Daha uzun koşmak için, ağırlık kaldırmak için ve hatta sadece esnemek için kullandığımız kaslarımızdaki liflerde bu hareketler sonucu ufak yırtılmalar meydana gelr. Laktik asit üretimine sebep olan bu yırtılmalar da egzersiz sonrası kas ağrılarına sebep olur. Kas ağrılarını hafifletmek ve yıpranan kasların toparlanması ise protein sentezi, yeterli kan akışı ve dinlenme gerektirir. Bunların yapılması halinde kaslar öncekinden daha büyük ve güçlü olarak tekrar kullanılabilir hale gelir. Tekrar egzersiz yaptığımızda gene aynı süreç tekrarlanır ve bu şekilde kaslarımız kullanılır, toparlanır ve büyüyerek güçlenir.
Egzersiz sonrası ağrıların önlenmesi ya da minimuma indirilmesi için bu yöntemleri deneyebilirsiniz:
1. Esneme
Her egzersiz öncesi hafif, egzersiz sonrası da yoğun bir şekilde esneme hareketleri yapmanız önerilir. Ertesi gün ağrılarınızın devam etmesi durumunda tekrar nazikçe esneme hareketleri yapmanız gerekir. Esnemenin egzersiz sonrası ağrıların hafiflemesine yardımını kesinlikle göreceksiniz.
2. Buz Banyosu
Kulağa ürkütücü gelebilir fakat yoğun bir antrenman sonrası buz banyosu kesinlikle etkisini gösteren bir yöntem. Küvetinizi 1/3 normal sıcaklıkta suyla doldurup içine 2 büyük torba buz dökün ve 10 dakika kadar içinde oturun (kıyafetlerinizle dahi içine girebilirsiniz). Dondurucu gelebilir fakat çıktıktan sonra kaslarınızı kesinlikle hafiflemiş hissedeceksiniz!
3. Muz
Egzersiz öncesi ya da sonrası bir adet muz yemek kesinlikle kazanmanız gereken bir alışkanlık. Kaslarınız muzdan aldığınız ekstra potasyumu sevecek ve yeterli potasyum ile kas kramp ve ağrılarını minimuma indireceksiniz!
4. Bacaklar Havada Uzanma
Egzersiz sonrası sırt üstü uzanın ve bacaklarınızı kaldırıp duvara dayayarak 15-20 dakika bu pozisyonda bekleyin. Bu hareket özellikle uzun bir koşu ya da yoğun bir antrenman sonrası çok işe yarayacaktır. Ağrıyan kaslarınızdaki laktik asiti alarak vücutta zararsız bir şekilde emilimini sağlayan bu hareket ağrılarınızı hafifletecektir.
5. Spor Masajı
Her egzersiz sonrası masaj yaptırmak tabii ki bir lüks gibi gelebilir fakat gene de özellikle vücudunuzu çok zorladığınız ağır antrenmanlar sonrası imkanınız varsa spor masajı yaptırmanızı öneririz. Egzersizin hemen sonrası yaptıracağınız masaj hala sıcak olan kaslarınızı hedef alarak kasların gevşemesine ve ağrıların hafiflemesine yardımcı olacaktır.
6. Susuz Kalmayın
Vücudunuzu susuz bırakmak egzersiz yapın ya da yapmayın vücudunuza yapabileceğiniz en büyük kötülüklerden biri. Vücudumuz susuz kaldığında hiçbir fonksiyonunu düzgün gerçekleştiremez, ve bunun üstüne bir de egzersiz yaparak ter olarak kaybetttiğimiz su eklendiğinde kalp, böbrek, beyin ve kaslarınızı aşırı zorlama riskini yaratırsınız. Ne kadar yeterli su tüketirseniz, elektrolitleri o kadar dengede tutarsınız ve egzersiz sonrası da o kadar daha az ağrılı olursunuz.
7. Foam Roller
Silindir şeklinde basit bir köpüğe benzeyen foam roller ile egzersiz sonrası yorulan bölgelerinize odaklanarak yapacağınız her türlü hareket masaj etkisi yaparak oksijen ve kan dolaşımını hızlandıracak ve yorulmuş kaslarınızı rahatlatacaktır. Denemeye değer!

http://www.fitgunler.com/
Egzersiz Bittikten Sonra Kalori Yakımına Devam! Nasıl mı?
Fitness yapanlar ve fitness hakkında daha detaylı bilgi sahip olmak için biraz okuyup araştırma yapanlar o meşhur “afterburn effect” konseptini de bilirler.
Afterburn effect kısaca egzersiz esnasında hızlanan metabolizmanın EGZERSİZ BİTTİKTEN SONRA DA kalori yakımına devam etmesidir. Kulağa güzel geliyor değil mi?
Afterburn effect, daha profesyonel olarak ele alırsak, uzmanlar tarafından “exercise post-oxygen consumption” (EPOC) yani egzersiz sonrası oksijen tüketimi olarak nitelendirilmektedir. Afterburn effect’in en fazla olduğu egzesizler de, egzersiz bittikten sonra dahi vücudunuz kalori yakımına devam ettiği için kilo ve yağ kaybı için en doğru egzersizlerdir. Peki bu egzersizler hangileridir? Genel olarak özetlersek, 1-2 dakikadan fazla sürdüremeyeceğiniz, sizi nefes nefese bırakacak ve vücudunuzu zorlayabileceğiniz kadar zorladığınız egzersizlerdir. Şöyle ki, uzun süre kendinizi çok fazla zorlamadan yapmayı devam ettirebildiğiniz egzersizlerde vücudunuz belli bir seviye oksijen kullanır. Kendinizi en üst limite kadar zorladığınız zaman, vücudunuz çok daha fazla oksijen kullanır ve kullandığı bu oksijeni daha sonra geri yüklemek zorundadır ki işte bu geri yükleme işlemi de vücudunuzun egzersiz sonrası kalori yakmaya devam ettiği süreçtir. Özetle, vücudunuz egzersiz öncesi eski “normal” ritmine dönmek için büyük bir çaba sarfeder ve bu esnada da bazen saatlerce kalori yakımına devam eder.
Bir dip not olarak eklemeden geçmeyelim, tam yatmadan önce yapılan egzersizler sonrası ise afterburn effect.den faydalanamazsınız, çünkü vücudunuz uyku moduna geçtiğinde melatonin hormonu metabolizmanıza “yavaşla” komutu verir.
Genelleme yaparsak vücudu daha çok zorladığından birçok kuvvet antremanı egzersizi ve bunlara ek olarak squat, lunge, jump ve 30 saniyelik sprint gibi egzersizler bu kategoriye girer. Afterburn effect.in en fazla olduğu 3 egzersiz önerimiz ise şunlar:

1. Kettlebell Swing

2. Burpee

3. Jump Squat



Fitgunler.com
Kardiyo Egzersizlerine Devam...


Günde 4 Saat Oturmak Neden Sizi Öldürebilir?
Bir uçak kazasında ölebilirim, ya da bir araba kazasında. Sokakta vurulabilirim. Okyanusta köpekbalıkları tarafından parçalanabilirim. Ormanlık bir yerde ayılarla karşılaşabilirim mesela. Ya da teröristler tarafından havaya uçurulabilirim. Paraşütüm açılmaz ve dosdoğru yere çakılabilirim. Bindiğim sandal batabilir, ya da motosikletim devrilebilir. Karşıdan karşıya geçerken iki tarafa da bakmayı unuturum ve GÜM!!
Dışarıda ölmek için pek çok yol var. Ama bunların hepsinden, evde kalarak ve koltuğumda oturararak kaçıyorum. Değil mi?
Hayır..
Bu doğru değil..
Düşmanınızı Tanıyın: Oturmak
Simpsons çizgi filminde Mr. Burns bir defasında şunu söylemişti: “Oturmak mükemmel bir eşitleyicidir. En güçlü firavundan en aşağı köylüye kadar, kim güzel bir oturmadan hoşlanmaz ki? ”Ben, iyi bir oturmadan eskisi gibi tad almıyorum. 20 dakikadan fazla oturduğum her zaman birden devrilip düşeceğimden korkuyorum.
Başlıkları okudunuz mu?
·          “Oturmak öldürücü bir aktivite mi?” — New York Times
·         “Ofis koltuğunuz sizi öldürüyor mu” — Men’s Health
·         “Bütün gün oturmak sizi neden öldürür?” — CBS News
Oturmak, seni seviyorum. Sen benim en sevdiğim şeylerden birisin. Beni öldürmeye mi çalışıyorsun?
Koltuk Korkusu
Son yıllarda koltuğun yol açtığı fiziksel rahatsızlıklarla ilgili birçok araştırma yapıldı. Uzun süre koltukta oturmanın zararlarının korkutucu boyutlara ulaştığı belgelendi. Ayakta çalışma trendi bütün dünyada ofisleri ele geçiriyor.
Oturma ile kronik hastalıklar arasında güçlü bir ilişki var. Bu cümledeki anahtar kelime ilişki. Hiç kimse “sağlıksız bir vücudun sebebi kesinlikle oturmaktır” diyemez. Oturma ve sağlık konusuna gelince bilmediğimiz çok şey var.
İnaktif Fizyoloji (“vücut hiçbir şey yapmıyorken, ne yapıyor” bilimi) görece olarak yeni bir alan. Richard Rosenkranz (Kansas State Üniversitesi’nde İnsan Besinleri Bölümünde Doçent olarak görev yapmakta) bu alanı keşfedilmemiş bölge olarak tanımlıyor ama hızlı bir şekilde oluşturulduğunu da sözlerine ekliyor. Son zamanlardaki bu akın Marc Hamilton ve meslektaşlarının fareler üstündeki 20 yıla dayanan deneyinden doğdu aslında. Onun deneyi, insanlar üstünde geniş ölçekte yapılan birçok deney için ilham kaynağı oldu.
İşte bu deneylerden bir tanesi Sidney Halk Sağlığı araştırmacılarından Hidde Van Der Ploeg tarafından gerçekleştirildi.
Ploeg’in ekibi 200.000 kişiden topladıkları veriyle yaptıkları deney sonucu şunu keşfettiler. Günde 11 saat ve daha fazla oturan yetişkinler, günde 4 saat ve daha az oturanlara göre sonraki 3 yıl içinde yüzde 40 daha fazla ölüm riskiyle karşı karşıyalar.
Ploeg deneyin sonuçlarını şöyle açıklıyor: “Uzun süre oturmanın kardiyovasküler sisteminiz ve metabolik sağlığınız için kötü olduğunu düşünmüştük ama sadece bu değilmiş. Çok oturmak kötü kolesterolünüzü ve trigliserid seviyelerinizi artırıyor, insülin direncinizi etkiliyor”
Bunun fizyolojik açıklaması ne?
Kimse bilmiyor.
Kansas Üniversitesi’nden Craig Harms bu durumun oturmanın fizyolojik süreciyle alakalı yeterince çalışma yapılmamasından kaynaklandığını söylüyor.
“Kısaca, hareketsiz kalmak trigliserid seviyesini artırıyor, iyi kolesterolü düşürüyor, insülin hassasiyetini azaltıyor, metabolik sendromun ortaya çıkmasına, iskelet kasında lipoprotein lipaz aktivitesinin durmasına, kemik yoğunluğunun azalmasına sebep oluyor.” diyor Harms. Birçok laboratuvarın “sandalye ile ölüm” fenomeni üzerine çalıştığını ve birkaç yıl içinde muhtemelen bu konuda daha fazla bilgiye sahip olacağımızı söylüyor.
Bu araştırma tamamlanana kadar, bütün bildiklerimiz bu sağlık risklerinin oturma ile ilişkili olduğuydu. Sebep olup olmadığını bilmiyorduk.
Peki çok fazla oturmanın ölçütü nedir?
Kansas State’den Rosenkranz 63000 orta yaşlı adamın verilerine baktı. Rosenkranz’ın ekibi kronik hastalıklar ve oturarak geçirilen süre arasında ilişki kurmayı başardı. Çalışmalardaki sihirli rakam 4 saat. Günde 4 saatten daha fazla oturarak zaman geçiren erkeklerin kanser, diyabet ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklara yakalanma riski önemli ölçüde artıyor. Diyabet ve hipertansiyon oluşma riski en fazla olanı. Kanser ise nispeten daha az.
Şimdi siz şunu düşünüyorsunuzdur, bu benim için problem değil, çünkü ben egzersiz yapıyorum.
Ama, yanlışsınız.
İyi bir vücudunuz olabilir ama uzun periyodlar oturduğunuz takdirde, kronik hastalıklar ve oturma arasındaki bağlantı aynı şekilde kalıyor.
Northwestern Üniversitesi’nden Lynette Craft ve ekibi düzenli spor yapanların, yapmayanlar kadar oturarak zaman geçirdiklerini keşfetti.
“Oturma eylemi ile kronik hastalıklar arasındaki ilişki fiziksel aktivitelere harcanan zamandan bağımsızdır.” diyor Craft. “Fiziksel aktivitelerin seviyesini aşağıya veya yukarıya çektiğimizde dahi, deneklere ait oturma ile kronik hastalıklar arasındaki bağlantı aynı şekilde kaldı.”
Oturmak kronik hastalıklara neden mi oluyor, yoksa sadece bu ihtimali artırıyor mu?
Bu bilim net sonuçlara henüz ulaşabilmiş değil. Bu yüzden oturmanın obeziteye, diyabete, hipertansiyona ve diğer hastalıklara sebep olduğunu kesin söyleyemiyoruz. Sigara içen, aşırı alkol kullanan ve bunlara benzer hayat tarzı seçimleri yapan insanlar muhtemelen oturarak çok da zaman geçiriyorlar. Davranış düzenleri toplanmaya meyillidir. Bu şu anlama geliyor, hayat tarzında negatif bir seçim yapan bir insan başka negatif seçimler yapmaya eğilimlidir.
Araştırmacılar bir kesinlikten söz edilemese de, ilişkinin güçlü olduğunu vurguluyor.
Sonuç
Uzmanlar haklı mı? Oturma ile hastalıklar ve ölüm arasında direkt bir bağlantı var mı? Henüz sonuçlar net değil..Ama büyük kurumsal firmalar yavaş yavaş ayakta çalışma düzenine geçiyorlar.
Ben de bu makaleyi ayakta yazdım…

http://multiyasam.com