Kinoa, İnkalar tarafından 7000 yıl önce yetiştirilen bir tahıl. Ancak son üç yıldır Amerika’da bir kinoa çılgınlığı yaşanıyor. NASA astronotlarının beslenmesinde kullanıyor, Birleşmiş Milletler 2013 yılını kinoa yılı ilan etti. Kinoanın pilavından tatlısına kadar her şeyi yapılıyor. Hâl böyle olunca ülkemizde de kinoaya talep giderek artıyor.

Bulgur ve pirincin en büyük alternatifi olan bu tahıl asıl olarak Güney Amerika’da yetişiyor. En önemli özelliği “süper oksit dismutaz enzimi” içermesi. Bu enzim yaşlanmayı geciktiriyor, doku yenilenmesini sağlıyor ve cildi yıpranmaya karşı koruyor. Yine kinoada bulunan kuersetin maddesi ise antioksidan özelliğiyle dikkati çekiyor.
Kinoa, protein açısından çok zengin;
neredeyse etteki protein değerleriyle yarışıyor. Eğer filizlendirilirse protein
emilim gücü çok daha artıyor. Tüm aminoasitleri; A, B, C, D, E ve K
vitaminlerini içeriyor. Lif oranı çok yüksek. Hatta gluten içermediği için
Çölyak hastalarının protein ve karbonhidrat ihtiyaçlarını karşılamakta önemli
bir alternatif olarak görülüyor.
Peki kinoayı nasıl pişirebiliriz? İdeal
olanı pişirmeden önce kinoayı birkaç saat suda bekletmek. Kinoa, 15 dakika gibi
kısa bir sürede pişer. Eğer suda bekletmek için vaktiniz yoksa kinoayı
pişirmeden önce bolca yıkamanızı öneririm. Kinoayı pirinç ve bulgurun
kullanıldığı her yerde kullanabilir; salatınıza katabilir, hatta un haline
getirip tatlıda bile kullanabilirsiniz.
100 gr pişmiş kinoa, 120 kalori. 21 gr
karbonhidrat; 4,4 gr protein; 1,5 gr yağ; 7 mg sodyum; 0 mg kolestrol; 2 gr lif
içerir.
Zehra Bora