Meditasyonun Sırrı
Meditasyon Hintli bir yöntem değildir, o sadece bir teknik değildir. Onu öğrenemezsin. O bir büyümedir: bütün yaşamının büyümesi, bütün yaşamın üzerinden. Meditasyon sana olduğun hâlinle eklenebilecek bir şey değildir. O sadece temel bir dönüşüm, bir mutasyon aracılığıyla sana gelebilir. O bir çiçeklenme, bir büyümedir. Büyüme her zaman bütün üzerindendir; o bir ilave değildir. Senin meditasyona doğru büyümen gerekir.
Kişiliğin bu toplam çiçeklenmesi doğru anlaşılmalıdır. Aksi takdirde kişi kendisi ile oyunlar oynayabilir, kişi zihinsel numaralar ile kendisini meşgul edebilir. Ve pek çok numara var! Sadece onlar tarafından kandırılabileceğinden değil, sadece hiçbir şey kazanmayacağından değil, gerçek anlamda bir zarar görürsün. Meditasyon için bazı hileler vardır ki tam da tutum budur—meditasyonu yöntem açısından ele almak—temelde yanlıştır. Ve kişi zihinsel hileler ile oynamaya başladığında, zihnin niteliği bozulmaya başlar.
Zihin var olduğu şekliyle, meditasyon halinde değildir. Meditasyon gerçekleşebilmesinden önce tüm zihnin değişmesi gerekir. O zaman şu anda var olduğu şekliyle zihin nedir? Nasıl çalışır?
Zihin her zaman sözle ifade eder. Kelimeleri bilebilirsin, dili bilebilirsin, kavramsal düşünme yapısını bilebilirsin, ancak bu düşünme değildir. Aksine, düşünmekten bir kaçıştır. Bir çiçek görürsün ve onu kelimelerle ifade edersin; sokakta geçen bir adam görürsün ve bunu kelimelerle ifade edersin. Zihin varoluşsal olan her şeyi kelimelere dönüştürebilir. Sonra kelimeler bir engel, bir hapis hâline gelir. Bu sürekli olarak nesnelerin kelimelere, varoluşun kelimelere dönüştürülmesi, meditasyon halindeki bir zihin için engeldir.
Yani meditasyon halindeki bir zihne doğru ilk gereklilik, sürekli kelimelerle ifade etmenin farkında olmak ve bunu durdurabilmektir. Nesneleri sadece gör; söze dökme. Onların varlıklarının farkında ol ama onları kelimelerle değiştirme. Bırak nesneler olsun, dil olmadan; bırak kişiler olsun, dil olmadan, bırak durumlar olsun, dil olmadan. Bu imkânsız değil; doğal. Şu anda var olan bu durum yapay ama biz buna çok alıştık, öyle çok mekanik bir hâle geldi ki deneyimi sürekli olarak kelimelere dönüştürdüğümüzün farkında bile değiliz.
Gündoğumu orada. Bunu görmek ile kelimelerle ifade etmek arasındaki boşluğun asla farkında değilsin. Güneşi görürsün, onu hissedersin ve hemen bunu kelimelere dökersin. Görmek ile kelimelere dökmek arasındaki fark kayıp. Kişi gün doğumunun bir kelime olmadığı gerçeğinin farkında varmalıdır. Bu bir gerçek, bir varlıktır. Zihin otomatik olarak deneyimleri kelimelerle değiştirir. Bu kelimeler daha sonra deneyimle arana girer.
Meditasyon kelimeler olmadan yaşamak, dil bilimi olmadan yaşamak demektir. Bazen bu kendiliğinden olur. Âşık olduğunda, varlığı hissedilir, dil değil. İki sevgili birbirleriyle ne zaman yakın olsa sessizleşirler. Bu, ifade edecek hiçbir şey olmadığı anlamına gelmez. Aksine, karşı konulamaz derecede çok ifade edilecek şey vardır. Ama kelimeler asla orada değillerdir. Onlar sadece aşk gittiği zaman gelir.
Eğer iki âşık hiçbir zaman sessiz değillerse, bu aşkın öldüğüne bir işarettir. Şimdi onlar boşluğu kelimelerle doldururlar. Aşk canlı olduğu zaman, kelimeler orada değildir çünkü aşkın varlığı çok karşı konulamaz ve içe işleyicidir ki kelimelerin ve dilin engeli geçilir. Ve normal olarak, bundan sadece aşkta geçilir.
Meditasyon aşkın doruğudur: bir kişiye olan aşk değil, bütün varoluş için aşk.
Bana göre, meditasyon; seni çevreleyen varoluşun bütünüyle bir yaşam ilişkisidir. Eğer herhangi bir durumda âşık olabilirsen, o zaman meditasyondasındır...

OSHO / Ezoterik Psikoloji